‘Çeşme’, su kaynağı anlamında, göz kelimesinin Farsça karşılığı olan ‘çeşm’ kelimesinden dilimize geçmiştir. Çeşmelerin mimarisi, Osmanlıların batı kültüründen etkilenmeye başladığı 18. yüzyıla kadar olan dönem öncesi ve sonrası olarak ele alınabilir. 18. yüzyıldan önceki çeşmeler genellikle klasik Osmanlı mimari tarzlarını yansıtırken, 18. yy. sonrasında yapılan çeşmelerde Avrupa mimarisinin etkileri görülmektedir.
Mahalle çeşmeleri her zaman toplumsal iletişim ağının başlıca düğüm noktalarındandır. Geleneksel kültürde çeşme başlarının, özellikle kadın hayatının sosyalleşmeye açık yönünü temsil ettiği görülmektedir.
Bunun yanında, o dönemde herhangi bir canlının su ihtiyacını karşılamanın büyük sevap olması nedeniyle padişahlar, valide sultanlar, hanım sultanlar, vezirler, beyler, efendiler, ağalar kendilerinin hayırla anılması veya ölmüş bir yakınının ruhunun şad olması için bir çeşme yaptırmayı adet edinmişlerdir.
Bizim çeşmemiz de konak bahçemiz ile bütünleşen bir mahalle çeşmesini simgelemektedir. Traverten çeşme üzerinde NGBB’nin sembolü olan iris bitkisinin kabartma motifleri yer almaktadır. Çeşmeden çıkan su kendi cazibesi ve kapalı bir kanal vasıtasıyla konak bahçemizin su kanalının kaynağı olan havuza ulaşmaktadır.